Olay, Çanakkale’nin Biga ilçesinde bir tavuk çiftliğinde meydana geldi. Türkan Demir ve eşi Abdullah Demir , 3 çocuklarıyla 3 yıl evvel Mardin’den çalışmak için Çanakkale’ye geldi.
Akrabaları, evli ve 2 çocuk babası Hakkı Elalmış da Mardin’den tıpkı yere gelip, öbür tavuk çiftliğinde çalışmaya başladı.
Demir çiftinin çalıştığı çiftliğe, 27 Mayıs günü gelen Elalmış, Türkan Demir ile tartıştı. Teze nazaran Elalmış, kürekle vurduğu Demir’i tavukhaneye sokup, sapıyla burada da vurmaya devam etti akabinde bıçakladı.
Türkan Demir’i gören çocukları, yan taraftaki tavukhanedeki babaları Abdullah Demir’e haber verdi. İhbarla adrese jandarma ve sıhhat takımları sevk edildi. Ambulansla hastaneye götürülen Demir, tabiplerin tüm müdahalesine karşın kurtarılamadı.
Çiftlikteki güvenlik kamerasının imajlarını inceleyen jandarma takımları, cinayet şüphelisinin Elalmış olduğunu belirledi. Gözaltına alınan Elalmış, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Elalmış hakkında ‘tasarlayarak canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme’ cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpus istemiyle Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
‘Kürek kırıldıktan sonra da vurmaya devam ettim’
İddianamede Hakkı Elalmış’ın savcılıktaki sözüne yer verildi. Cürmünü itiraf eden Elalmış, sözünde, konutuna gittiği Türkan Demir ile tartıştıklarını belirterek, “Beni tersleyince sinirlendim. Birinci evvel kapının önünde bulduğum ahşap sopayla boyun hizasına vurdum. Türkan bana ‘Yapma’ dedi. Yere düşüp kalktı. Tekrar elimdeki ahşap sopayla bacaklarına hakikat vurdum. Bu esnada bana ‘Yapma’ diye yalvarıyordu. Rastgele bir karşılık vermedi. Daha sonra kümese yanlışsız kaçmaya başladı. Peşinden gittim. Elimdeki sopa düştü. Daha sonra kümesin içerisinde bulduğum ahşap saplı kürekle omuz hizasına gerçek vurdum ve Türkan Demir yere düştü. Elimdeki kürekle bedeninin her yerine vurmaya başladım. Vurdukça dahada sonlanarak ‘Sen durmayacaksın, devam edeceksin’ diyerek vurmaya devam ettim. Küreğin ağızlığının ne vakit kırıldığını hatırlamıyorum fakat kırıldıktan sonra da elimde kalan ahşap sopa kısmıyla yüzüne, başına ve bedeninin çeşitli yerlerine vurmaya devam ettim. Bu darbeler esnasında Türkan Demir elimdeki sopayı tuttu. Ben de sopayı bırakması ve hareketime devam edebilmek için gündelik işlerde kullandığım olay yerinde bulunan bıçağı art cebimden çıkardım ve Türkan Demir’i çeşitli yerlerden bıçaklamaya başladım. Türkan Demir can havliyle kurtulmak için bana yanlışsız ataklar yaptı. Bedenimdeki sıhhat raporundaki izler bu biçimde oluştu” dedi.
Türkan Demir’in büyük çocuğunun kendisini engellemeye çalıştığını da belirten Elalmış, “Çocuğu itip, hareketime devam ettim. Türkan Demir’i kaç dakika sopayla darbedip bıçakladığımı hatırlamıyorum. Fakat çok sefer yüzüne sopayla vurdum. Daha sonra Türkan Demir hareketsiz kalınca olay yerinden koşarak uzaklaştım. Elimdeki bıçağı kaçarken düşürdüm” diye konuştu.
Birkaç defa bıçak salladığımı hatırlıyorum’
Davanın birinci duruşması, 25 Kasım’da görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Elalmış ve taraf avukatları katıldı. Hakkı Elalmış, duruşmasında, “Olay günü Abdullah Demir ve eşi Türkan Demir ile konuşmak için meskenlerine geldim. Gündüz vaktiydi. Türkan Demir, akşam konuşmak istediğini söyledi. Birebir gün akşam saat 21.15 sıralarında tekrar Türkan Demir’in konutuna geldim. Abdullah’ı sordum, kümeste olduğunu söyledi. Meskenin içine girmedim. Türkan dışarı çıktı. Kapının önünde konuşmaya başladık. Zira daha evvelce de eşimle ilgili iftiralarda bulunuyordu. Akraba olduğumuzu hatırlatıp, yaptığının ayıp olduğunu söyledim. Türkan, elindeki bıçağı bana salladı. Parmağımdan yaralanıp, kendimi kaybettim. Yerdeki sopayı alıp, vurdum akabinde elindeki bıçağı alıp, saplamaya başladım. Kürekle Türkan’a vurduğumu hatırlamıyorum. Yalnızca birkaç kere bıçak salladığımı hatırlıyorum. Sonra da kendi meskenime geçtim. Arkadaşım beni aradı, ‘Türkan yaralanmış haberin var mı’ diye sordu. ‘Yok’ dedim. Arkadaşımı arayıp, ‘Acil gel, hastaneye geçelim’ dedim. Aracıyla geldi. Olaydan pişmanlık duymuştum. Türkan’ın durumunu merak ettim. Hastanede öldüğünü öğrendim. Jandarmaya olayı itiraf ettim. Hakkımda soruşturma başlattılar. O anlık sonla, Türkan nahoş sözler kullandığı için bu aksiyonu gerçekleştirdim, pişmanım” dedi.
‘Eşimle Türkan’ın ortası çok güzel değildi’
Soruşturma sürecinde sözündeki çelişkiler sorulan Elalmış, “Dayım olan Abdullah’a ulaşamadığım vakitlerde Türkan’ı arardım. Günlük hal hatır konuşmalarıydı. Ortamızda duygusal ilgi yoktu. Karakoldaki sözümde de eşinin Abdullah Demir’i aldattığını söylemiştim. Lakin bu sözüme geçmemiş. Eşimle Türkan’ın ortası çok âlâ değildi. Türkan, ‘Sizin meskene gelen konuklar senin için geliyor’ formunda bir şey söylemiş. Bundan ötürü ortalarında bir soğukluk vardı. Jandarmadaki sözlerimin birçoğu hakikat değildir, sıkıntımı anlatamadım. Üzerimde bıçak yoktu, Türkan Demir’in elinden aldım. Olay yerinde Türkan’ın çocuğu var mıydı, bilmiyorum. Bu taraftaki beyanım da yanlış geçmiş. Şimdiki sözlerim daha hakikat. Öldürme üzere bir kastım yoktu. Gayem konuşmaktı. Türkan eşim hakkında yakışıksız şeyler söyleyince kendimi kaybettim” halinde konuştu.
Türkan Demir’in avukatları da Hakkı Elalmış için hiçbir hafifletici neden ve indirim nedeni uygulanmaksızın, ‘tasarlayarak canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme’ cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verilmesini talep etti.
Tarafların dinlenmesinin akabinde mahkeme heyeti, sanık Hakkı Elalmış’ın tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 2 Şubat’a erteledi.
