Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Malatya Şubesi, dayanışma yemeği düzenledi. Yemeğe; sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
“Bizi büsbütün yok sayıyorlar”
Etkinlikte konuşan PSAKD Malatya Şube Lideri Latife Ulutaş şunları söyledi:
“Uzun müddettir bu ülkede ötekiler üzerinde öteki gördükleri üzerinde bu ülkede Aleviler üzerinde önemli bir baskı ve asimilasyon siyasetleri devam ediyor Bir yandan yolsuzluk, yoksulluk, bayan cinayetleri, işsizlik devam ederken bir yandan da Aleviler üzerinde nitekim asimilasyon siyasetlerini geçen önemli bir baskı ve bir yok sayma olarak karşımıza çıkıyor. Yıllardır bir uğraş yol başkanlarımızın vermiş olduğu bedeller onca katliamlar yok sayıldı. Hiç biz bu ülkede yaşamamışız. Nitekim kendi inancımızda kendi kültürümüzde yaşama talebimiz yokmuş üzere inancımızı tanımayı şu anda büsbütün bizi yok sayıyorlar ki Sünni inancının altında bir kültür olarak görerek. Bizi maalesef Cemevi Başkanlığı diye başkanlıklarını ona bağladılar.”
“Artık ötekiler durumuna düşmek istemiyoruz”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Lideri Cuma Erçe, şöyle konuştu:
“Cumhuriyetin birinci yüzyılında Aleviler sürgünler yaşadılar. Katliamlar gördüler. Yerlerinden, yurtlarından edildiler. İdam edildiler cezaevlerine dolduruldular, azaplara tabi tutuldular fakat ne yazık ki Aleviler, cumhuriyetler beklediklerini birinci yüzyılda alamadılar. Bu bizim temel gerçekliğimiz. Ancak ikinci yüzyılına geçerken Aleviler olarak tıpkı şeylere tabi olmak istemiyoruz artık.
Biz bu ülkenin asli ögeleri olarak gerçek manada cumhuriyeti savunan bir toplum olarak demokratik, laik cumhuriyetin en değerli savunucuları olarak biz cumhuriyetin ikinci yüzyılında artık katledilmek istemiyoruz. Artık ötekiler durumuna düşmek istemiyoruz. Fakat tam da cumhuriyetin birinci yüzyıl biterken AKP hükümeti 20. yılında Alevilere çok tarihi bir kazık daha attı. Aleviler için bizim darbe diye nitelendirdiğimiz bir karara imza attık. Bugüne kadar Aleviler yoktur, Alevilik diye bir şey yoktur. ‘Bunlar sapkındır, bunların cemevi dedikleri yer cümbüş evidir’ diyenler bugün ne yazık ki bu telaffuzlarını daha süslü sözlerle Alevilerin olmadığını, Alevilik diye bir şeyin olmadığını yasa hususu haline getirdiler. Yani Aleviliğin yok olduğunu yasal garanti altına aldılar. Birinin aykırısı bir şey söylüyoruz. Şu anda çıkardıkları yasa ve cumhurbaşkanının yayınladığı kararname aslında tam da Alevilik yoktur kararnamesidir. Alevilik bir inanç değildir. Bunlar bir ortaya gelmiş topluluklardır, sözünün yasal teminat altına alınması sorunudur. Biz en ücra dağ köylerinde bile Gerekirse gözcülerimizi köyün girişine ve çıkışına dikerek cemlerini yapmış bir toplumuz. İnancını yaşamış bir toplumuz. Köylerinde bile bu inancı yaşadık, yaptık. Kentlere geldiğimizde de bu inancımızı her türlü aksiliklere ve her türlü imkânsızlıklara karşın yarattığımız pahalarla devam ettirdik. Cem Meskenleri inşa ettik, dernekler inşa ettik ve inancımızı sürdürüyoruz.”
