İstanbul Bahçeşehir’de 3 Mart 2009 günü 17 yaşındaki Münevver Karabulut, Cem Garipoğlu tarafından öldürülmüştü. Garipoğlu tutuklandıktan 5 yıl sonra 2014 yılında tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar ederek ömrüne son vermişti. Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut ise Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar etmediğini, kaçtığını yahut kaçırıldığını argüman ederek avukatı Rezan Epözdemir aracılığıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunmuştu. Savcılık soruşturmayı tamamlayarak, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Aile avukatları Dr. Rezan Epözdemir aracılığıyla takipsizlik kararına itiraz etti.
‘Aksi tarafta pek çok haber bulunmaktadır’
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan itiraz dilekçesinde Garipoğlu’nun ölüp ölmediği, firar edip etmediği konusunun net olmadığına vurgu yapıldı. Dilekçede, “Her ne kadar kişi ismine bir mezar yapılmış ve bir naaş gömülmüşse de gömülen naaşın Cem Garipoğlu olup olmadığı bilinmemektedir ve kamuoyunda aksi istikamette pek çok haber bulunmaktadır”
‘Titizlikle araştırılması gerekiyor’
Dilekçede, “Münevver Karabulut cinayeti, Türk toplumunda bayana yönelik şiddete reaksiyon gösterilmesi şuurunun yerleşmesi açısından adete bir mihenk taşı olup, bu cinayeti işleyen kişinin cezaevinden kaçırılmış olması ihtimali dahi telafisi güç ve imkansız ziyanlara yol açabilecek niteliktedir. İş bu sebepten, katilin hakikaten ölüp ölmediğinin titizlikle araştırılması gerekmektedir. Başka bir söz ile üstünkörü bir soruşturma ile yetinilmemelidir” denildi. İtiraz dilekçesinde Garipoğlu’nun ölmediğine yönelik basında yer alan haberlerde sunuldu. Rezan Epözdemir dilekçesinde takipsizlik kararının kaldırılarak Cem Garipoğlu’na ilişkin olduğu argüman edilen mezarın açılarak gerekli incelemelerin yapılmasını talep etti.
