Hannover Konsolosluğu’nda misyonlu olan Musa Seyyar’a 12 Şubat 2021’de Ulusal Savunma Bakanlığı’ndan gelen yazı, Seyyar’ın asker kaçağı olduğunu söylerken ‘silah altına alınması’ gerektiği bildirildi.
Musa Seyyar, 1986’da o periyot yürürlükte olan ‘Dövizle askerlik uygulamasından’ yararlanmaya başladı. Fiyatı beş taksit olarak ödeyen Seyyar, ‘dövizle askerlik’ kapsamındaki ‘yurt dışından gelen dövizle yapılabilir’ koşulunu da karşıladığına dair beyanda bulundu.
Fakat Seyyar, şimdi taksitleri bitmeden Hannover Konsolosluğu’nda kontratlı işçi olarak işe başladı.
Beşinci ve son taksidini ödediğinde, maaşı, Türkiye Cumhuriyeti kasasından çıkmıştı.
Yani birinci olarak dövizli askerliğin ‘Yurt dışından gelen dövizle yapılabilir’ kuralını çiğnedi.
Daha sonra ise pasaportuna Alman hükümeti tarafından basılan “İşçi olarak çalışamaz” damgasına karşın Almanya’da emekçi olduğunu beyan etti.
Seyyar, ‘dövizle askerlik’ yapabilmesi için gerekli olan iki kuralı da taşımıyordu.
Bu kuralları taşımadığı için de konsoloslukta çalışmak için gereken ‘Askerlikten kesin terhis evrakı bulunması’ koşulunu da taşımıyordu.
Kısacası, palavra beyan ve geçersiz evrakla yıllarca devletten maaş aldı. Bu gerçek, tam 34 yıl sonra ortaya çıktı.
Seyyar’ın evraklarını 2020’de inceleyen konsolosluk yetkilileri, palavra beyanda bulunarak dövizli askerlikten yararlandığını, konsolosluklarda çalışabilmesi için gerekli olan terhis dokümanını göstermeden işe başladığını anladı.
Seyyar hem ‘dövizle askerlik uygulamasını’ hem de ‘konsoloslukta çalışabilmek için gerekli olan şartları’ sağlamıyordu.
Milli Savunma Bakanlığı ASAL Genel Müdürlüğü’ne bu durum 2021’de bildirildi. MSB, Şubat 2021’de Seyyar’ın tabi olduğu statüde askere alınması gerektiğine dair yazıyı Hannover Konsolosluğu’na iletti.
Seyyar, MSB’nin bu kararını yargıya taşıdı. Ankara 1. Yönetim Mahkemesi yürütmeyi durdurmaya yönelik açılan davada Seyyar’ın, dövizle askerlik uygulamasında bulunan ‘işçi olarak en az bir yıllık oturum müsaadesi bulunması’ kuralını karşılamadığını söyledi. Zira Seyyar, 20 Haziran 1983’te oturum müsaadesi alırken dövizle askerlik için 26 Ekim’de müracaat yapmıştı. Yani, bir yıl değil yalnızca dört aylık oturum müsaadesi vardı.
Mahkeme ayrıyeten Seyyar’ın dövizle askerlik uygulamasının son taksidini konsolosluk çalışanı olarak ödemesinin de hukuka karşıt olduğunu belirtti. Zira bu uygulamadaki temel kurallardan biri dövizin Türkiye dışından gelmesiyken Seyyar, son taksidi tekrar Türkiye’nin parasıyla ödemişti.
Tüm bu taraflarıyla mahkeme, 20 Ekim 2022’de Seyyar’ın başvurusunu reddederken 34 yıldır asker kaçağı olarak devlet kurumunda çalıştığını onayladı.
Fakat Hannover Konsolosluğu, ortadan geçen iki aya karşın Seyyar hakkında rastgele bir süreç yapmadı. 34 yıldır olduğu üzere yeniden kontratı yenilenecek mi yoksa kanunların gerektirdiği üzere silah altına mı alınacak bilinmiyor.
Öte yandan Seyyar hakkında ‘evrakta sahtecilik’ soruşturmasında ise vakit aşımı nedeniyle kovuşturmaya yer yok kararı verildi.
