Raporda heyet kelam konusu alanın hiçbir formda yapılaşmaya açılmaması gerektiğini vurgulayarak yapılaşmanın bölgenin ekolojik ve tarihî özelliklerinin bozulmasına neden olacağını anlattı. Heyet bölgenin yapılaşmaya açılması durumunda bölgedeki bedellerin geri döndürülemez halde yitirileceğini de vurguladı. Kelam konusu alan birebir vakitte Özel Etraf Müdafaa alanı hudutlarında kalıyor.
Alanın 3 bin 672 metrekarelik kısmı Arkeolojik Sit Alanında, 48 bin 324 metrekarelik kısmı ise Doğal Sit Alanında yer alıyor.
Özelleştirme Yönetimi Başkanlığı 5 Nisan 2021 tarihinde, Muğla, Datça’da Kargı koyunun olduğu bölgeye otel yapılmasının önünü açan büyük ve küçük ölçekli imar planlarında değişiklik yaptı. Muğla Etraf ve Ekoloji Siyasetleri Derneği ile birlikte 41 davacı değişiklik kararına karşı değişikliklerin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açtı. Çevreciler dilekçesinde iklim krizini anımsattı ve bölgenin de 1. Derece Doğal Sit alanı olduğu ile 3. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak belirlendiğine dikkat çekti. Dilekçede deniz için hayati kıymete sahip deniz çayırlarına da dikkat çekilerek inşa edilecek otellerin Kargı koyundaki tekne demirlemesini arttıracağını belirtti.
‘Atıl olduğunu tespit ettik’
Özelleştirme Yönetimi Başkanlığı mahkemeye verdiği savunmada özetle “Özelleştirme kapsam ve programına alınacak taşınmazlar belirlenirken taşınmazlara ait detaylı bir araştırma çalışması yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonucu, kelam konusu parselin bir kısmının planlı, bir kısmının plansız olduğu, rastgele bir işlevi olmadığı ve atıl olduğu tespit edilmiştir” denilmesi dikkat çekti.
‘Korunması zorlaşır’
Danıştay 6. Daire Başkanlığı’nda görülen davada uzman raporu çıktı. Raporda bölgenin yapılaşmamış dokusuna, bölgedeki zeytin ağaçlarına, bitki örtüsüne ve bölgenin içinden geçen antik yol güzergâhına yer verildi. Raporda “bölgeye turizm alanı ve günübirlik tesis kullanımı getirilmesinin ve münasebetiyle alanın yapılaşmaya açılmasının bölgedeki pahaların geri döndürülemez biçimde yitirilmesine neden olacağı” vurgulandı. Plan değişikliği ile öngörülen yapılaşmaların kelam konusu alan içerisindeki 1. Derece Doğal Sit Alanı ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı ile zeytinlik alanların gerçek manada korunmasının zorlaştırılacağına dikkat çekilen raporda bölgeye otel üzere tesislerin yapılmasının alanın görsel bedelini de olumsuz etkileyeceği anlatıldı.
‘Hiçbir halde açılmamalı’
Raporda uzman heyeti özetle şu çarpıcı görüşe yer verdi:
“Sonuç olarak konseyimiz mevcut durumda ekosistem bütünlüğünü korumakta olan, deniz ile üç tarafından görsel münasebet kurabilen, içinden arkeolojik yürüyüş rotasının geçtiği dava konusu parselin hiçbir halde yapılaşmaya açılmaması görüşünde olup bu özgünlükleri dikkate almayan alanın ekolojik ve tarihi özelliklerinin bozulmasına neden olacak dava konusu plan değişikliğimim şehircilik prensipleri ile planlama asıllarıyla bağdaşmadığı görüşündedir.”
‘Yaşama hakkı…’
halktv.com.tr’ye konuşan davacı avukatlarından Ali Kurt “Her şeyi doların yeşili olarak gören siyasi anlayışa karşı doğayı çevreyi ve dolayısı ile halkın sağlıklı bir etrafta yaşama hakkını savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Bilhassa Muğla’da ve tüm Türkiye’de doğal yaşama ve kıyılardan yararlanma hakkımıza karşı başlatılan bu siyasi saldırıyı kesinlikle püskürteceğiz” dedi.
