Cengiz İnşaat’ın, imaline devam ettiği lojistik liman inşaatına taş temin etmek gayesiyle Rize’nin İkizdere ilçesindeki Eskincidere’de açtığı taş ocağında patlatılan dinamit dün akşam saatlerinde bölgede küçük çaplı bir heyelan oluşturdu. Heyelan bölgesinin yakınlarında yaşayan Dursun Baş, “Sermayeye peşkeş çektiler bizi. Burada şu güzelim doğayı… Para için bu kadar hırs olmaz insanlarda. Bu kadar hırs olur mu? Nitekim ben şurayı gördüğüm vakit utanıyorum. Ha adam vurmuşsun ha burayı katletmişsin ne farkı var” dedi.
Eskincidere vadisinde yaşayan yurttaşların taş ocağına karşı birinci günlerden beri başlattıkları direnişe dayanak verdiğini lisana getiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Rize temsilcisi Günay Karafazlı ise, “Zaten zihniyet aşikâr yok et. Doğayı yok et, insanların hayat alanlarını yok et mantığıyla hareket edilen bir periyottan, süreçten geçiyoruz. O nedenle dinamit patladığı sürece yarın konutlarda de hasar meydana gelebilir yalnızca tabiatta değil. Beşerler sıkıntı şartlarda yaşıyorlar şu anda” diye konuştu.
‘Ha adam vurmuşsun ha burayı katletmişsin ne farkı var’
Heyelan bölgesi yakınında oturan Dursun Baş yaşananlara şöyle reaksiyon gösterdi:
“Her gün birebir şeyleri yaşıyoruz konutların tam üzerinde olduğu için biraz daha tesiri fazla oldu birden bir kayma oldu. Tam şu gördüğünüz konutların üstünde dün patlatma oldu. Her gün yaşıyoruz artık bunlarla yaşamaya çalışıyoruz. Ne kadar gayret ettiysek karşımızda biliyorsunuz daima kolluk güçleriyle karşı karşıyayız şirketle bir karşılaşamadık aslında. Kolluk güçleri bunları müdafaaya devam ediyor. Sermayeye peşkeş çektiler bizi. Burada şu güzelim doğayı… Para için bu kadar hırs olmaz insanlarda. Bu kadar hırs olur mu? Nitekim ben şurayı gördüğüm vakit utanıyorum. Ha adam vurmuşsun ha burayı katletmişsin ne farkı var? Her gün birebir şeyleri yaşayacağız lakin sonuna kadar çabaya devam edeceğiz.
‘Yukarıdan sana neyin geleceği belirli değil’
Özel güvenlikleri var ancak biz rastgele bir hareket yaptığımızda kolluk kuvvetleri burada. Kolluk kuvvetleri çabucak burada. Buradaki aileler huzursuz, bağa bahçeye çıkıyorlar, patlatma olduğu vakit korkuyorsun, yengemler burada benim hanım burada onlar artık bahçeye gidiyorlar, artık de gitmişler yaprak süpürmeye mesela. Patlatma olduğu vakit ister istemez korkuyorsun, korkmamak elde değil ki. Dışarıdasın nasıl ne geleceği belirli değil ki üstten sana neyin geleceği aşikâr değil.”
‘Biz geldiğimizde vadi yemyeşildi’
“Eylem yaparken vadiye dozer vurulmadan evvel halkın yanındaydık aslında lakin maddelere karşı tekrar de kazma vuruldu ve maalesef bu güzelim vadi şu anda yok edilmiş durumda. Biz geldiğimizde bu vadi yeşildi. Aslında zihniyet belirli yok et. Doğayı yok et, insanların hayat alanlarını yok et mantığıyla hareket edilen bir periyottan, süreçten geçiyoruz. O nedenle dinamit patladığı sürece yarın meskenlerde de hasar meydana gelebilir yalnızca tabiatta değil. Beşerler sıkıntı şartlarda yaşıyorlar şu anda.
‘Yeşile düşman bir idare anlayışı var’
Sadece bu İkizdere’de yaşanan bir olay değil. Türkiye’mizde ne kadar yeşillik varsa yeşile düşman bir idare anlayışı var. Zeytinliklerimizden tutun vadilerimize kadar yok ediliyor, bilmiyorum artık ağlasam mı gülsem mi halimize. Bölgesel düşünmemek lazım genel düşünmek lazım, yaşadığımız bölgede ne vadi kaldı ne ağaç kaldı ne deniz kaldı. Denizlerimizde yok edildi maalesef derelerimiz üzere acı bir durum. Buna kim dur diyecek, bir insan hakları savunucusu olarak, yapılan bu süreçlerin, hukuksuzluğun karşısındayız. Ne yapacağız ne yapmamız lazım diye artık sormamız lazım, laf üretmekten çok icraat yapmamız gerektiğini düşünüyorum.”
