Ulusal Süt Kurulu (USK), uzun bir ortanın akabinde çiğ alım tavsiye fiyatına artırım yaptı ve fiyatı 8 lira 50 kuruşa yükseltti. Fakat bu fiyat da üreticileri mutlu etmedi. Bir kilo sütün maliyetinin 10 TL’nin üstünde olduğunu belirten üreticiler, ziyan ettiklerini söylüyor.
Market raflarında ise sütün fiyatı, USK’nın tavsiye fiyatının çok üstünde. Protein kıymeti en yüksek bir kilo çiğ süt üreticiden 9 liradan alınıyor, lakin bir litre süt marketlerde en az 18 TL’den satılıyor.
Türkiye’nin farklı bölgelerinden süt üreticileri ve besiciler, maliyetlerinin üstünde bir fiyat belirlenene kadar eserlerini satmayacaklarını, Dünya Besin Günü olan bugün greve gideceklerini duyurdu.
‘Besi yeminin torbası 300 TL’
“Etimizin, sütümüzün fiyatı paha kazanana kadar sesimizi duyurmaya çalışacağız” diyen Kahramanmaraşlı üretici Yakup Konan, şunları söyledi:
16 Ekim Dünya Besin Günü’nde hak arayışına çıkıyoruz. Süt fiyatı iki aydır belirlenemiyordu. Süt Kurulu, 8 lira 50 kuruştan fiyatı belirledi. Aslında birden fazla yer kendi inisiyatifine bırakıldı. USK kendi inisiyatifini kullanamıyor, bütün bakanlıklar et ve süte müdahale etmeye başladı artık. En düşük yem fiyatından hesapladığımız vakit bizim sütümüzün şu an 10 TL olması gerekir. Et ve Süt Kurumu, şu anda et fiyatını yükseltmiyor. Biz, iki kilo et sattığımız vakit bir torba yem alabilmeliyiz. Şu anda besi yeminin torbası 300 TL.
‘Uluslararası bir parite istiyoruz’
Besicinin kendisini kurtarması için 120 TL taban fiyatı olması gerekiyor. Enflasyon bizi çok eziyor. Mazotu, gübresi yüzde 300’lere varan zamlandı. 16 Ekim Besin Günü değerli bir gündür fakat biz besiciler kutlayamıyoruz. O gün başlayacağız. Mazotu, gübresi bir yıl içinde yüzde 300’lere varan zamlandı. Kaba yemlere artırım geldi. Yonca, bu yıl 4 bin TL. Kendi tarlamızdan biçtiğimiz saman, bize bin TL’ye mal oluyor. Kaba yem de çok yükseldiğinden ötürü artık paritenin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. İki yıl evvel ‘Gıda krizi geliyor’ dedik, kimse bizi dinlemedi. Hakkımızı arıyoruz. Memleketler arası bir parite istiyoruz, bu da hakkımız.
‘Matematik profesörü olmaya gerek yok’
Samsun’un Çarşamba ilçesinden Davut Battal ise hayvanlarının birçoklarını kestirmek zorunda kaldığını belirterek, “1998’den beri biz bu işin içindeydik. Kurban Bayramı öncesine kadar, baktık ki bu iş bizi göçürecek, bütün danaları kestirdik. Burada matematik profesörü olmaya gerek yok ki. Bu girdi maliyetleri düşmediği sürece biz bu işin içinden çıkamayız. 20-25 kiloluk süt veren inekler şakır şakır kesildi. Ben üzerimdeki montu 5 sene giyerim ancak bu boğaz her gün yiyecek. Biz, meşakkatli bölümüz. Baban da ölse birinci evvel dananın yemini vereceksin, sonra da gidip babanın başına ağlayacaksın. Bu işin ne düğünü var ne bayramı var. Sen, bizi niçin küstürüyorsun abi” dedi.
‘Adil bir fiyat çıkması lazım’
Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Hodoğlu köyünden Ferit Hodoğlugil de “Bütün üreticilere birlik olma daveti yapıyorum. USK’nın açıkladığı fiyat, bu işin maliyeti bile değil. Bu işin sürdürülebilmesi için adil bir fiyat çıkması lazım. Etin 120 lira, sütün 10 lira olması lazım. Aksi takdirde hayvanları satmamız lazım. Enflasyonun sebebi, sonucu biz değiliz” diye konuştu.
‘Sütümün pahası ayaklar altına alınmıştır’
Bursa Nilüfer ilçesine bağlı Çaylı Mahallesi’nden Ferit Bayram ise “Her gün ziyan ederek, çok sıkıntı kurallar altında süt üretmeye çalışıyorum. USK’nın açıklamış olduğu fiyat ile benim sütümün pahası ayaklar altına alınmıştır. Bir gün tahminen cebimizde para olacak ancak marketlerde raflar boş olacak, sütü bulamayacak duruma geleceğiz” dedi.
Samsunlu bir öteki üretici de Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin seslerini duymazdan geldiğini belirterek, “Hayvanlarımızı kestirmiyoruz. 16 Ekim’den sonra hayvan vermiyoruz” dedi.
Dünya Besin Günü
Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü (FAO), kuruluş yıl dönümü olan 16 Ekim’i her sene Dünya Besin Günü olarak kutluyor. FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Dünya Besin Günü etkinliklerinde; besin üretimi, tüketimi ve besin garantisine ait mevzular gündeme taşınarak büyük ehemmiyet arz eden açlık ve besin israfı bahislerine dikkat çekilmeye çalışılıyor.
Dünya Besin Günü’nde, dünyadaki açlık sorunlarının belirlenmesi ve tahlil yollarının gösterilmesi, ülkeler ortasındaki besin üretimi birlikteliğinin sağlanması, besinlerin üretimi-tüketimi ve satış noktalarındaki hijyen ve sanitasyon aktifliğinin sağlanması ile kâfi ve istikrarlı beslenmenin kıymetine dikkat çekiliyor.
