İzmir’de, aylıklarının düşük olmasını ve hayat pahalılığını protesto eden emekliler, yanlarında getirdikleri iç çamaşırlarını ceplerinden çıkarıp sallayarak hükümete yansılarını lisana getirdi. Emekliler, “14 milyon emeklinin şu an yarısı açlık durumunda. 3,5 milyon emekli 3 bin 500 TL para alıyor. 3 bin 500 lira ile konut kirası mı verir, pazara mı sarfiyat, manava mı gidebilir? Emeklinin artık verecek hiçbir şeyi kalmadı. Emeklinin bir tek canı kaldı, bir de donu kaldı. Şayet istiyorlarsa bu donlarımızı da göndermeye hazırız” açıklamasını yaptı.
Tüm Emekliler Sendikası Konak Şubesi üyeleri, bugün Konak’ta bir ortaya gelen “Geçinemiyoruz, İsyandayız” başlıklı bir basın açıklaması yaptı. “Emekli maaşı ile geçinemiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz” yazılı pankart açan emekliler, “Sadaka değil toplu sözleşme”, “Sefalete teslim olmayacağız”, “Zam, zulüm, azap; işte AKP” ve “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganları attı.
‘Gerekli karşılığı sandıkta vereceğiz’
Hayat pahalılığı karşısında aylıkların son derece düşük kaldığını lisana getiren emekliler ismine açıklamayı, Tüm Emekliler Sendikası Konak Şubesi Lideri Ayşe Ekşioğlu okudu. Ekşioğlu, “Karşımızda 20 yıldır verdiği hiçbir kelamı tutmayan, lakin ısrarla ‘Emekliyi, vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diye gözümüzün içine baka baka ısrarla palavra söyleyen, beceriksizliğini gizleyen bir iktidar var. Lakin bu son. Önümüzde bir seçim süreci var. Bizi açlığa, sefalete, yokluğa ve yoksulluğa muhtaç edenlere, hayatımızın baharında bize bu hali reva görenlere, 13 milyon emekli gerekli yanıtı sandıkta vereceğiz” dedi.
‘Her şeyimizden kıstık, öbür kısacak bir şey kalmadı’
Emeklilerin çok güç şartlarda hayatını sürdürdüğünü vurgulayan Ekşioğlu, şunları söyledi:
“Saraylarda oturanlar, 3-5, hatta 10 yerden maaş alanlar; çarşıya, pazara gitmeyenler, lojmanlarda sefa süren; halkına, emeklisine, çalışanına, işçisine yabancı olanlar bizim halimizden, çektiğimiz insanlık dramından bihaber kimseler taleplerimizi görmüyor, duymuyor, anlamıyor. Emekli yemesin, emekli içmesin, emekli yaşamasın, emekli ölsün diyorlar. Her yere, her şeye bol kepçeden dağıtan bu iktidar, emekliye geldiğinde ‘Kaynak yok’ diyor. Artık kâfi. Yıllardır fedakarlık yapıyoruz. Yıllardır sabrediyoruz. Toplumsal hayatı, tatili, sokağa çıkmayı unuttuk. Evlatlarımızın boğazından kıstık. Elektriği, doğal gazı kıstık. Mutfağımızdan, soframızdan, boğazımızdan kıstık, kısmaya da devam ediyoruz. Markete gidip eli boş dönüyoruz. Beslenemiyoruz, faturalarımızı ödeyemiyoruz. Bu piyasada bu kiralara para yetmiyor. Bu enflasyonda yaşanmıyor, bu maaşlarla geçinemiyoruz. Artık geriye, kısacak hiçbir şeyimiz kalmadı.”
‘Emekliyi ciddiye almıyor, seçim vakti gelip oy istiyorlar’
Tüm Emekliler Sendikası Konak Şubesi üyesi İbrahim Yılmaz ise bugün minimum fiyat toplantısı olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bugün hükümet, taban fiyatı belirlemek için bir masaya oturuyor. Fiyatlar belirleniyor ancak masada emeklilerden kimse yok. Bu iktidarlar, hangisi olursa olsun, ben ayrım yapmıyorum, iktidar olan emekliyi ciddiye almıyor. Meğer Türkiye’de 14 milyon emekli var. 14 milyon emekli Türkiye’de oy kullanıyor. Oy günü geldi mi kahvelere gelip emeklilerden oy istiyorlar. Lakin maalesef emeklilerin fiyatının belirleneceği gün masada emekliler yok. Neden? Zira emekliler sendikasını biz kuruyoruz, onlar kapatıyorlar. Onlar kapatmaktan usanmadı, biz açma gayretinden usanmayacağız. Herkes bunu bu türlü bilmeli. 14 milyon emeklinin şu an yarısı açlık durumunda. 3,5 milyon emekli 3 bin 500 TL para alıyor. 3 bin 500 lira ile konut kirası mı verir, pazara mı sarfiyat, manava mı gidebilir? Emeklinin artık verecek hiçbir şeyi kalmadı. Emeklinin bir tek canı kaldı, bir de donu kaldı. Şayet istiyorlarsa bu donlarımızı da göndermeye hazırız. Öteki artık, emeklinin verecek bir şeyi yok arkadaşlar. Emekli aç; pazara, manava gidemiyor. Buyursunlar, biz de donlarımızı gönderelim. Bu donlarımızı da alsınlar.”
Hep birlikte iç çamaşırlarını salladılar
Yılmaz ve beraberindeki çok sayıda emekli, tıpkı anda ceplerinden iç çamaşırlarını çıkarıp sallamaya başladı. Emekliler, “Bir tek bu donumuz kaldı, istiyorlarsa bunu da gönderelim” diyerek hükümeti protesto etti.
‘Torunlarımıza hiçbir şey alamıyoruz’
Emeklilerden Fatma Yılmaz, “Geçinemiyoruz. Maaşımız çok az. Daha yükseltilmesini istiyoruz. Faturalar güç ödeniyor bir maaşla. Artık torunlarımıza hiçbir şey alamıyoruz. Beklentimiz, maaşlarımızın yükseltilmesi, refaha kavuşmak” dedi.
‘Fatura mı ödeyeceksin, kira mı’
Bir öbür emekli Atiye Doğurga ise mesken kirasının 2 bin lira olduğunu belirterek, “Fatura mı ödeyeceksin, kira mı ödeyeceksin? Ki ben onkoloji hastasıyım, çok yeterli beslenmem lazım. Etimi, balığımı… Balık almaya gidiyorsun, bir tanesi 90 lira. Ben nasıl yiyeyim ya. Haydi ben alıp yiyorum, 90 lira da olsa bir dilim balığı yiyorum lakin 4 kişilik ailenin o balığı alıp da yemesi mümkün mü” diye konuştu.
‘Saçlarımız ağarmış, gidip bir yere çalışamayız’
Emekli Meftun Mumcu ise şunları söyledi:
“Emeklilerin durumu çok makus. Günden güne bozuluyor emeklinin durumu. Neden? Verilen para yerinde duruyor ancak fiyatlar uçuyor. Verilen paraya yetişemiyor fiyatlar. Fiyatlar üst çıkıyor, biz elimizdeki parayla geçen devirde aldığımızın yarısını alabiliyoruz. Faturalarımızı güç zahmet ödüyoruz. Erteliyoruz, bir daha ki sefere artırımlı ödüyoruz. Hükümetin tercihi emeklilerden, çalışanlardan yana değil. Hükümetin tercihi zenginlerden yana. Şöyle söyleyeyim; geçen gün 3 kutu ilaç aldım, 105 lira ek para verdim. Olacak şey mi bu ya. Öbür, maaşımızdan kestikleri başka. Maaşımızdan kesiyorlar, biz farkında değiliz. Ayrıyeten eczacı, 3 kutu ilaca ‘105 lira’ dedi. Beklentimiz, en düşük emekli maaşının taban fiyat seviyesine çekilmesini istiyoruz. Şu an 3 bin 500 lira alan emeklimiz var. Ne yapılır yahu 3 bin 500 lira ile? E ne yapacağız biz? Öbür dermanımız mi var? Bakın, hepimiz yaşlıyız. Saçlarımız ağarmış. Bu yaştan sonra bir yere gidip de çalışamayız. Lakin devletin vereceği maaşla yaşamaya çalışıyoruz. Lakin bu maaş düşük kalırsa ne olacak, konutta mahpus hayatı yaşayacağız, bir yere çıkamayacağız. E biz de insanız. Biz de parklarda gezmek istiyoruz. Şurada bir parkta otursak bir çay 5 lira, bir simit 5 lira. Konutta öteki gereksinimler var, nasıl karşılayacağız. Hükümetin emeklilere yaşayabileceği artırım vermesi lazım.”
