Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Coğrafya Kısmı Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. İhsan Çiçek, Antalya’da son yıllarda 2 gün civarında tesirli olan sıcak hava dalgasının 2050’lere kadar 13 güne çıkabileceği ihtarında bulundu.
Antalya’da düzenlenen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu İklim Diplomasisi Haftası aktifliği için kente gelen Prof. Dr. Çiçek, iklim değişikliğinin 1850’li yıllarda Sanayi İhtilali sonrası başladığını söyledi.
O yıldan bu yana sıcaklığın global manada 1,09 santigrat derece arttığını belirten Çiçek, karaların denizlere nazaran daha fazla ısındığını anımsattı.
Küresel manada bu artışlarda kutup bölgeleri ile Akdeniz çanağının ön plana çıktığına dikkati çeken Çiçek, “Kutup bölgelerinde buzulların erimesi nedeniyle sıcaklıklar çok fazla artıyor. İkincisi de Akdeniz çanağının bulunduğu alan. Burası da yüksek basıncın tesiri altında. Türkiye ve bilhassa Antalya sıcaklık artışından en fazla etkilenecek yerler” dedi.
Çiçek, hiçbir tedbir alınmaması halinde bu senaryolara nazaran 2100 yılına kadar dünya sıcaklığının 3,5 derece artmasının beklendiğini lisana getirdi.
Akdeniz jenerasyonundaki ülkelerde ise sıcaklığın 2100 yılında 6 derecenin üzerinde artmasının beklendiğini kaydeden Çiçek, “Atmosfere dost olmazsak Akdeniz çanağındaki ülkeler ile Antalya sıcaklık artışından makûs etkilenebilir. Pek çok toplumsal olayda bugün reaksiyon verdiğimiz vakit yarın semeresini alabilirsiniz ancak iklimde bu tesirler 100 yıl sonra çıkacak. Atmosfere bugün dost olsak, sıfır emisyonu sağlasak 2100’e kadar bu sıcaklık artışları devam edecek. Bugünden tedbir alıp gelecek jenerasyonu kurtarmamız lazım” diye konuştu.
‘Çevre için çok olumsuz tesirler oluşturacak’
İhsan Çiçek, Antalya’da 1960’lı yıllardan bu yana ekseriyetle yılda 2 gün civarında sıcak hava dalgası görüldüğüne işaret ederek, şöyle devam etti:
“Antalya’da sıcak hava dalgası 2050’lere kadar 13 güne çıkacak, o tarihten sonra da 40 günü bulacak. Tedbir alınmazsa yaz döneminin 40 günü sıcak hava dalgasına maruz kalacağız. Sıcak hava dalgasının şiddeti de büyüyecek. Bilhassa dezavantajlı küme yaşlılar, kronik hastalık sahibi olanlar ve çocuklar için bu sıcak hava dalgası çok tehlikeli olacak. Bu durum tıpkı vakitte etraf için çok olumsuz tesirler oluşturacak. Orman yangınlarının artışına ve kurak havalara neden yol açacak. Son 10 yılda yanan orman alanlarının yüzde 65’i, 2021 yılında yandı.”
Çözümün sıfır emisyona hakikat gitmek olduğunu anlatan Çiçek, bu mevzuda kesinlikle azaltıma gidilmesi gerektiğini kaydetti.
Karbon emisyonu azaltımının çok sıkıntı olduğunu lisana getiren Çiçek, kelamlarını, “Çünkü ekonomik bir döngüyü gerektirir. Karbon emisyonunu azaltıp ulaşım, tarım ve güç bölümlerinin buna adapte olması lazım. Bu güç. O vakit bizim tabiata uyumlu yaşamamız lazım. İklim değişikliği tesirlerini en az hissedecek duruma geçmemiz gerekiyor. Konutun mimarisinden tutun caddelerin, binaların yeşillendirilmesine kadar tedbirler alınmalı. Birinci önceliğimiz ahenk, ikincisi ise azaltma. Zira azaltma şu anda sorunlu bir durum” diye tamamladı.
