Fatih’te Silivrikapı Mahallesi Hisaraltı Caddesi’nde tarihi surların bir kısmının çökmesiyle 1 kişinin hayatını kaybetmesinin akabinde kara surlarının yarattığı risk bir defa daha gündeme geldi.
Tarihi surlar derin çatklakları ve yıkık imajlarıyla dikkat çekerken surlar, evsizlerin barınağı haline geldi. Derin çatlakların dikkat çektiği manzaralar, müdahale edilmediği sürece yaşanabilecek en küçük bir olayda yıkılabileceği kaygısını de beraberinde getirdi. Güvenlik sorunu nedeniyle insanların gezmeye çekindiği tarihi surların turizme kazandırılması için ise çalışmalar devam ediyor. İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı, Belgradkapı ve Silivrikapı ortasında yaklaşık 1 kilometreye yakın kısımda onarım çalışmalarının devam ettiğini, Mevlanakapı’da yaklaşık 500 metrelik alanda onarım çalışmalarının tamamlandığını belirtti. Silivrikapı’da bulunan tarihi mezar alanının da onarım çalışması tamamlanırken, Sulukule’de onarım devam ediyor.
İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı, çökme tehlikesi olan duvarlara yaklaşan bölgelerin kapatılacağını, vatandaşların giriş ve çıkışlarının sınırlanarak güvenlik tedbiri alınacağını söz etti. İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Feridun Çılı ise geçmişte yapılan yüzeysel onarımları eleştirerek, Bilim Konseyi’nin surlar ile yaptığı çalışmalarını anlattı.
‘3 yerde onarım çalışmaları devam ediyor’
İBB Bilim Konseyi üyelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Feridun Çılı, yıkılan alanın 1987 yılında restore edildiğini tabir ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“Sur deyince insanların algıladığı yalnızca kuleler. Surların bir sürü kısmı var. Sur var, surun kuleleri var, önünde ön sur var, ön surun kuleleri var ve hendek var. Herkesin birinci bakışta görüp algıladığı ana sur ve kuleleri oluyor. Orası 7.2 kilometre, Marmara Denizi’nden Haliç’e kadar. Orası ana surlar ve kuleleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda. 3 yerde onarım çalışmaları devam ediyor. Göçen yer ön surlar. Oranın belediye ile alakası yok. Görmediğiniz ön sur ve gerisi Maliye Hazinesi’nin. 7.2 kilometre devam eden kara sularının 3 yerinde şantiye var.
Dün yıkılan yer ile ilgili aldığım bilgi şu; 1987 yılında, surlarda çok yüzeysel bir onarım yapıldı fakat onarım bile denilemez, göçen kısım da oradaymış. Bir Bilim Heyeti var, heyetin nezaretinde hazırlanan bir onarım projesi göz önüne alınarak yürütülüyor. Ben de Bilim Kurulu’ndayım, sistematik olarak toplanılıyor, yapılanlar denetim ediliyor. Yapılacak olanlara karar veriliyor. Bu onarım işi tekrar yapma biçiminde değil ki yıkılan kısım 1987’de yapılan kısım, çok eleştirilmişti. ‘İstanbul’un surlarını yine inşa mı ediyorsunuz?’ diye eleştirilmişti. Bu türlü yüzeysel bir onarımdı. Oralarda yaşanmaz. Şu an yapılan onarım ise tamirat falan değil, surları, kuleleri olduğu üzere harabe görünümünde korumak ancak yıkılma tehlikesi olmaksızın yapmak.”
‘Çökme tehlikesi olan duvarlara yaklaşan bölgeler kapatılacak’
İBB Kültür Varlıkları Daire Lideri Oktay Özel ise yaptığı açıklamada, “Yıkıntının olduğu alan, Etraf ve Şehircilik Bakanlığı Denetimi’nde bulunan Hazine Mülkiyeti’ne ilişkin alan. Belgradkapı ve Silivrikapı ortasında yaklaşık 1 kilometreye yakın kısımda onarım sürdürüyoruz. Yaklaşık 500 metrelik alanda Mevlanakapı’da onarım çalışmaları tamamlandı. Silivrikapı’da tarihi mezar alanı onarım tamamlandı. Sulukule’de onarım devam ediyor. Tehlikeli saydığımız alan dün çöken alandı. Biz ikaz yapmıştık. Çöküntünün olduğu alanlarda berbat kullanım var. Bilhassa çökme tehlikesi olan duvarlara yaklaşan bölgeler kapatılacak. İnsanların girişini çıkışını sınırlayacak biçimde güvenlik tedbiri alacağız” dedi.
‘Gece surlara girmeye çalışıp oralarda yaşıyorlar’
Yaklaşık 4 yıldır Silivrikapı surlarının bulunduğu alanda yeşillik eseri yetiştiren Ahmet Kaplan, “Burada her türlü insan yaşıyor. Gece kalmak için gelenler var. Biz burayı sahiplenip kimseleri sokmamaya çalışıyoruz. Sur tabanlarına almamaya çalışıyoruz. Alkol alanlar gece surlara girmeye çalışıp oralarda yaşıyorlar. Gece kalıp gündüz ayrılıyorlar” diye konuştu.
Surların yanından geçerken dikkat ettiğini belirten Ahmet Kaplan, “Mecbur çalışırken surların altından geçiyoruz lakin dikkat ediyoruz. İşimiz bu ancak tabanlarına yanaşmamaya çalışıyoruz” dedi.
