Dina, Türkiye’ye 5 bin kilometre uzaktaki Orta Afrika ülkesi Gabon Cumhuriyeti’nden 3 ay evvel üniversiteye kayıt olmak için Karabük’e geldi. Karabük Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Güç Sistemleri Mühendisliği kısmı hazırlık sınıfı öğrencisiydi. 47 bin öğrencili Karabük Üniversitesi’nde çoğunluğu Afrikalı 12 bin 500 yabancı öğrenci var.
Birgün’den Timur Soykan’ın haberine nazaran;Dina, 25 Mart günü, yani Filyos Çayı’nda cesedinin bulunmasından bir gün evvel Gabonlu arkadaşlarının yaşadığı 100. Yıl Mahallesi’ndeki Has Apartmanı’nda konuktu. Yakın arkadaşı Gabonlu Cedric’in 1. kattaki meskeninde kalıyordu. Akşam 5. kattaki arkadaşı Emmanuel’in meskeninde yemek yiyip televizyon seyrettiler. Arkadaşlarının tabirine nazaran; cep telefonunun bataryasının bittiğini söyleyip şarj aygıtını almak için 1. kattaki Cedric’in dairesine gittiğini söyledi. Lakin ortadan kayboldu. Kamera kayıtlarında Dina’nın 25 Mart akşamı apartmandan çıktıktan sonra sokakta yalın ayak koştuğu görünüyordu.
‘KAPIYI YUMRUKLUYORDU’
Tam bu noktada kritik bir şahit olduğu öne sürülüyor. Üstelik Dina’nın arkadaşlarının anlatmadığı bir olaydan bahsediyor. Dina’nın kaldığı Has Apartmanı’nın karşısındaki bir apartmanda oturan bu şahit da Afrikalı bir yabancı öğrenci. Teze nazaran; 25 Mart akşamı Dina’nın konutta alıkonulduğunu ve sokağı inleten hengame yaşandığını anlattı.
Kaynaklardan aldığımız bilgiye nazaran; bu şahit özetle şunları söyledi:
“Olay günü namaz kıldığım sırada bağrışma sesleri geldi. Baktığımda birisinin tekme ve yumruklarla kapıya vurduğunu duydum. Esasen camdan da içeride kimin olduğu anlaşılıyordu. Ağlama sesleri gelince balkondan ‘Polisi arayacağım’ diye bağırdım. Hengame durdu. Bir süre sonra bağrışlar ve kapıya yumruk sesleri tekrar başladı. Kız kapıyı açmaya çalışıyor geriden birileri onu engelliyordu. Tekrar ‘Polisi çağırdım, geliyor’ diye bağırınca kızın kapıdan çıkmasına müsaade verdiler. Kıza da yardım etmek için bağırdım lakin beni dinlemedi ya da anlamadı. Bu sırada çabucak polisi aradım, durumu anlattım.”
Gözaltına alınan Dursun A. üçüncü sefer özgür bırakıldı.
‘POLİSE HABER VERDİM’
Bu tabire nazaran; Dina’nın bağırışlarını arkadaşlarının da duymuş olması gerekiyor. Lakin onlar tabirlerinde genç kızın şarjını almaya gittikten sonra geri gelmediğini söylüyor. Ayrıyeten şahit, polisi de aradığını söylüyor. Yani Dina’nın vefatından evvel polis olaydan haberdardı.
Tanık, sözüne şöyle devam etti:
“… (Polisle) konuştuğum sırada kız apartmandan yandaki binaya atlarken yere düştü. Sonraki apartmana atladı. Kızın pantolonu korkuluğa takıldı ve yırtıldı. Gerisinden gelen kimse yoktu. Daha sonra da cadde üzerinde koştu. Ben kıza baktığım sırada iki erkeğin etrafı denetim ettiklerini gördüm. Daha sonra bunlar 4-5 kişi oldular. Bu şahıslar birbirlerine baktıktan sonra el işareti ile kızın gitmiş olabileceği birkaç yoldan da onlar gitti. Esasen kızın gittiği yol ya Mavi Büfe’ye çıkacak ya da Arı Sitesi’ne gidebilir.”
‘BEN DUYMADIM’
Bu şahidin sözü, Dina’nın konutunda kaldığı arkadaşı Cedric’e soruldu. Dina ile Gabon’dan yakın arkadaş olduklarını anlatan Cedric teze nazaran şunları söyledi:
“Evde İsaac ile birlikte kalıyoruz. Ben o akşam apartmanın 3. katındaki arkadaşlarımdaydım. Dina şarj aletini almaya konuta gelmemiş. İsaac gece 01.00 sıralarında Emmanuel’in konutuna gitmiş, orada Dina’nın şarj almak için çıktığını söylemişler. Gece 01.00 sıralarında merak ettiğim için bildiri attım fakat cevap vermedi. Dina’nın kaybolduğu akşam ben tartışma ya da bağırma sesi duymadım. Dina, alkol, uyuşturucu ya da sigara kullanmazdı.”
Dina’nın vefatıyla ilgili sorular her geçen gün artıyor.
Tanık mı yoksa Dina’nın arkadaşları mı palavra söylüyor? Şahit doğruyu söylüyorsa Dina’yı alıkoymaya çalışanlar kimlerdi? Neden kaçmaya çalışıyordu? Arkadaşları neden bu hususta palavra söylüyor? O yalın ayak kaçtıktan sonra sokakta toplanıp takip eden 4-5 kişi kim? Bu şahıslar kamera kayıtlarında tespit edildi mi?
Polis, Dina’nın Şirinevler Mahallesi’ndeki konutunda birlikte kaldığı arkadaşı Warris’in de sözünü aldı. Bu konutta Warris’in arkadaşı Jabber de kalıyordu. Argümana nazaran; Warris, Dina’nın haftada 3 gün 100. yıl Mahallesi’ndeki arkadaşlarının konutunda kaldığını söyledi. Tabirinde şu kısım çarpıcıydı:
“Bazı yerlerde Jabber’in kızları seks için pazarlamaya yönelik hareketlerinin olduğu söylenmiş. Bu sözler katiyetle palavradır.”
Jabber de hiç Türk tanıdığı olmadığını, Dina’yı kimseyle tanıştırmadığını söyledi.
Dina’nın arkadaşlarının hepsi PTT’den gönderdiği telefonun kaybolması nedeniyle çok gerilimli olduğunu ve PTT’deki iki misyonlu ile görüştüğünü anlattı.
‘BİRİ DAHA İNDİ’
Dina sokakta yalın ayak koştuktan sonra Mavi Büfe önünde lacivert bir arabası durdururken kameraların açısındaydı. Dursun A.’nın kullandığı lacivert arabaya sol art kapıdan binmişti.
Aracın şoförü 56 yaşındaki Dursun A. tabirinde Afrikalı öğrencinin eli, yüzünün kan içinde olduğunu anlattı. Genç kızın “Abla dövdü” dediğini söyledi. Dina’nın kendisinden telefonunu istediğini ve zayıf Türkçesiyle “Anneyi arayacağım” dediğini anlattı. Dursun A.’nın sözüne nazaran genç kız, kendisini Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürmesini istemişti. Lakin bir mühlet sonra kapıyı açarak atlamak istedi. Bunun üzerine aracı durdurdu. Dina koşarak karşı şeride geçti ve uzaklaştı. Dursun A. araçtan inip kapıyı kapattığını ve yoluna devam ettiğini savundu. Sözüne nazaran; daha sonra Karabük kent merkezine yanlışsız ‘U’ dönüşü yapmış ve kızın koştuğu tarafa gerçek yavaşlayarak bakmıştı. Otomobilde oburunun olmadığını ve araçta rastgele bir olay yaşanmadığını söyledi.
Polis, Dursun A.’ya özel bir hastanenin önünden geçmesine rağmen Dina’yı neden Karabük Devlet Hastanesi’ne götürdüğünü sordu. Kuşkulu, genç kızın özel hastaneye gitmeyi istemediğini savundu.
Neden polisi aramadığı sorulduğunda bir polis arkadaşını aradığını lakin telefonunu açmadığını anlattı. Sonraki gün bu polis aradığında yanında eşi olduğu için bahisten bahsetmediğini söyledi. Dina’nın telefonundan 4 arama yaptığını ve araçtayken yabancı lisanda konuştuğu için ne söylediğini bilmediğini söz etti. Bu arama kayıtlarını eşinin görmemesi için sildiğini savundu.
‘UZUN UZUNLUKLU BİRİYDİ’
Polis, Dina’nın araçtan çıkıp koştuğunu gören bir şahit buldu. Şahit dikkat çeken sözünde şunları söylüyordu:
“Yolun sağ tarafında önünü kırmış vaziyette bir araç duruyordu… Art sol kapıdan bir bayanın otomobilden inerek yola yanlışsız fırladığını gördüm, depar atar vaziyette koşuyordu. Kendisi siyahi, zenci bir bayandı. Saçları örgülüydü, uzun uzunluklu, hafif kilolu bir bayandı. Ben arabayı geçtikten sonra dikiz aynasından baktığımda kızın indiği kapıdan uzun uzunluklu erkek bir şahıs indi, şahsın yüzünü göremedim. Otomobilden indi ve kıza baktı. Ben daha sonra olay yerinden ayrıldım.”
Tanık Dina’nın eşkalini çok net anlatmıştı. Lakin Dursun A. kısa boyluydu ve onun tanımına uymuyordu. Ayrıyeten Dursun A. sürücü kapısından indiğini anlatırken şahit Dina’nın çıktığı kapıdan bir adamın indiğini söylüyordu.
‘ÇALILIK ALANA GİRDİ’
Dursun A. iki defa gözaltına alınmıştı. Teze nazaran; polis onun sözlerinin bilakis Dina’nın akabinde çalılık alana girdiğini tespit etti ve evvelki gün Dursun A. 3’üncü defa gözaltına alındı. Fakat Sulh Ceza Hakimliği tekrar isimli denetim kuralıyla salıverdi.
Dina’nın kaçtığı arabada Dursun A. dışında kimse var mıydı? Art kapıdan çıkan uzun uzunluklu olduğu söylenen kişi kimdi? Tez edildiği üzere Karabük’te siyahi öğrencileri tuzağa düşüren bir fuhuş çetesi var mı? Ve Dina’nın vefatı iki hafta geçmesine rağmen neden aydınlatılamıyor?
