ABD’de geçen hafta açıklanan üretici fiyat endeksinin (ÜFE) beklentilerin üzerinde gelmesi enflasyonist kaygıları artırırken, global hizmet dalı ve imalat sanayii satınalma yöneticileri endekslerinin (PMI) gerilemeye devam etmesi resesyon riskinin gündemde kalmasını sağladı. Çin’in COVID-19 salgını kapsamında “sıfır vaka” siyasetini terk etmeye yönelik adımları da ülkede artan olay sayıları nedeniyle resesyon temelli kaygıları yatıştırmada yetersiz kaldı.
Enflasyon ve resesyon ikileminin sürmesi ile merkez bankaları kararlarına ait belirsizlikler, geçen hafta boyunca piyasalarda yaşanan dalgalanmanın temelini oluşturdu.
Bu kapsamda yeni haftada çarşamba ABD, perşembe ise Avrupa ve İngiltere merkez bankaları toplantılarının belirsizlikleri azaltması ve gelecek yıl için para siyasetlerinin seyrine dair birinci ipuçlarını vermesi bekleniyor. Bilhassa ABD Merkez Bankası (Fed) üyelerinin projeksiyonlarını içeren en son faiz oranına ait grafiğin, faiz artırımlarının ne kadar müddet devam edeceğine dair belirsizlikleri azaltması öngörülüyor.
Piyasalarda, halihazırda yüzde 3,75-4,00 bandında bulunan federal fon oranının, 50 baz puan artırılmasına yüzde 75 ile daha yüksek ihtimal verilirken, üyelerin bir evvelki projeksiyonlarında 2023 sonu için işaret ettiği yüzde 4,50-4,75 bandındaki faiz oranı düzeyinin 50 baz puan üst güncellenmesi bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) ise sıkılaşma suratını 50 baz puana indirebileceği fiyatlansa da her iki banka için 75 baz puanlık faiz artırımlarının masada kalmaya devam ettiği görülüyor.
Kararlar öncesi salı ABD’de, çarşamba da İngiltere’de açıklanacak kasım ayı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) bilgilerinin yatırımcılara ipucu vermesi, cuma günü euro bölgesi TÜFE sayıları ile enflasyon tablosunun netleşmesi bekleniyor. Bu hafta makroekonomi data gündeminde ayrıyeten, ABD’de perakende satışlar, Avro Bölgesi’nde sanayi üretimi ve dünya genelinde açıklanacak öncü hizmet kesimi ve imalat sanayi PMI dataları takip edilecek. Yurt içinde ise ödemeler istikrarı ve sanayi üretimi bilgilerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Piyasa İştirakçileri Anketi yatırımcıların odağında olacak.
Cuma günü ABD’de ÜFE’nin kasımda yıllık yüzde 7,4 ile beklentileri aşmasının akabinde New York Borsası’nda satıcılı bir seyir izlendi. Dow Jones endeksi yüzde 0,9, S&P 500 ve Nasdaq endeksleri yüzde 0,7 gerilerken, haftalık bazda endekslerin ortalama kaybı yüzde 3,4’ü buldu. Geçen hafta yüzde 3,41 ile yaklaşık 3 ayın en düşük düzeyini görmesinin akabinde 200 puanlık artış kaydeden ABD’nin 10 yıllık faizi yüzde 3,57’de dengelendi. Dolar endeksi, geçen hafta dalgalı bir seyir izlemesinin akabinde yeni haftanın açılışında yüzde 0,2 yükselerek 105,2’de bulunurken, ABD endeks vadeli kontratları yeni haftaya da satıcılı başladı.
Avrupa tarafında, geçen hafta Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin‘in nükleer silah kullanımına ait açıklamaları jeopolitik riskleri tırmandırırken, düşen petrol fiyatları güç krizine ait telaşların art plana atılmasını sağladı. Buna rağmen para siyasetlerine yönelik belirsizlikler ve resesyon fiyatlamaları ile hisse piyasalarında satıcılı seyir sürdü. Haftalık bazda İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,05, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,96, Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 1,09 paha kaybetti. Geçen hafta 1,06 ile 5,5 ayın doruğunu gören avro/dolar paritesi, yeni haftanın açılışında yüzde 0,2’lik düşüşle 1,0510 düzeylerinde bulunuyor. Avrupa endeks vadeli kontratları, yeni haftaya da satıcılı başladı.
Asya genelinde Çin’de artan COVID-19 hadise sayıları ekonomik aktiviteye yönelik tehdit ögesi oluşturmaya devam ederken, hükümetin “sıfır vaka” siyasetine yönelik gevşeme adımları yakından takip ediliyor.
Öte yandan bugün Japonya’da açıklanan datalara nazaran, ÜFE kasımda aylık yüzde 0,6 ve yıllık yüzde 9,3 artarak beklentileri aştı. Bu gelişmelerle Asya borsalarında yeni haftanın satıcılı başladığı görülürken, kapanışa yakın Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,7 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 1,9 bedel kaybetti.
Emtia tarafında geçen hafta artan resesyon tasaları ile yüzde 10’un üzerinde paha kaybederek bir yılın en düşük düzeyini gören Brent petrolün varil fiyatı 76,9 dolarda dengelenirken, 1.810 dolarla 5 ayın doruğunu test eden altının ons fiyatı 1.790 doların çabucak altından süreç görüyor.
Yurt içinde ise hafta uzunluğu dalgalı bir seyir izlenen BIST 100 endeksi, cuma günü yüzde 3,08 artarak 5.005,30 puanla tüm vakitlerin en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Endeks geçen hafta genelinde ise yüzde 0,85 paha kazandı. Dolar/TL ise geçen hafta 18,60-18,70 dar bandında hareket etmesinin akabinde bugün bankalararası piyasanın açılışında 18,6420’den süreç görüyor.
Analistler, süregelen enflasyon ve resesyon kaygıları nedeniyle bu hafta gerçekleştirilecek merkez bankaları toplantılarının değerinin arttığını belirterek, kararlar öncesi hisse piyasalarında “bekle-gör” temasının öne çıkabileceğini söyledi.
Bu hafta ABD, İngiltere ve euro bölgesinde açıklanacak enflasyon bilgilerinin de yatırımcıların gelecek devir para siyasetlerinin seyrine dair soru işaretlerini gidermesine yardımcı olacağını aktaran analistler, Çin’de COVID-19 salgınına ait haber akışının da yakından izleneceğini kaydetti.
Analistler, bugünün data gündeminde ise yurt içinde ödemeler istikrarı, İngiltere’de sanayi üretimi ve ABD’de Hazine bütçe istikrarının öne çıktığını söz ederek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 4.850 düzeyinin takviye, 5.100 puanın direnç pozisyonunda bulunduğunu bildirdi.
