Altılı masa önderlerinden Demokrat Parti (DP) Genel Lideri Gültekin Uysal, katıldığı programda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın kendisine teklif getirdiğini ve Beştepe’de görüştüklerini açıkladı.
TV100’de Gürkan Hacır‘ın moderatörlüğünde Yüzler Kulübü programında soruları yanıtlayan Uysal, Erdoğan’ın kendisine teklif getirdiği söyleyerek “3-4 yıl oldu. Bu kadarını söyleyeyim. Sayın Erdoğan ile bir defa görüştüm. Kendisinin birlikte olmak istediğini söyledi. Biz, şahsi meslek peşinde değiliz. Partinin bir ölçüsü var. Yakında da Sayın Bozdağ da Yalova’da bir Vilayet İstişare Meclisi’nde, ‘Demokrat Parti’nin o Altılı Masa’da ne işi var?’ dedi. Biz de karşılığımızı verdik” dedi.
Uysal, Erdoğan’a çabucak ret yanıtı verdiğini söyledi. Stüdyodaki gazeteciler bu sürecin mahallî seçim öncesine denk geldiğine dikkat çekti.
Uysal, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne takviyenin yüzde 35’e düştüğünü belirterek, “65’e 35 durumuna oturmuş durumda. Büyük kitleyi sandığa götürecek adayıyla, takımıyla programıyla bir paket üretebilmek. 6’lı Masa’nın göstereceği adayın kazanacağı kanaatindeyim” sözlerini kullandı.
T24’te yer alan habere nazaran, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel‘in kızını 6 yaşında evlendirdiği ve istismara maruz bıraktığı savlarıyla ilgili de Uysal, bu yaşananların toplumları sarsması gerektiğini belirtti.
Uysal’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Tarikatlar kapatılmalı mı?
“Kapatmakla tahlil bulamazsınız. Bütün bu alanlar çok yüzde yüz denetim altına alabileceğiniz bir alan değil. Dini eğitimden başlayarak Türkiye’de değiştirmek, dönüştürmek mecburiyetindeyiz.
Altılı masada aday konuşuluyor mu?
Türkiye pek çok riski depo etmiş vaziyette. Ben geç kalındığı kanaatinde değilim. Adayın o denli göktaşı üzere gökten düşecek hali yok. Bir geçmişte olduğu üzere savsız bir aday değil, siyasi alanda icracı argümanı olan politik figürlerden oluşacak.
Gönlünden geçen bir aday var mı?
Aday adayı müracaatlarını da alıyoruz. Ana muhalefetin başkan bir partinin genel liderinin cumhurbaşkanı adayı olmasından daha alışılmış ne olabilir ki. İsmini de tabir ettiğiniz Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş da olmak üzere bilhassa 2019 lokal seçimleriyle birlikte Sayın Erdoğan’ın siyasi serüvenine baktığımızda İBB Başkanlığı’ndan başlayarak Türk siyasetinde bu türlü bir beklenti de oluştu. Ben bunları doğal karşılıyorum. Her siyasi partinin kendi cephesinden tüm ölçütleri kullanarak; bütün bu süreci yönetecek politik bir figürdür. O açıdan bahsettiğiniz isimlere karşı peşin peşin bir yargım açıkçası yok.
İYİ Parti’deki Kılıçdaroğlu eleştirileri
Her partiden bu çeşit beyanlar yapıldı. Bunlar doğaldır. Lakin bir sorumluluk hissiyle bu sürecin kuralları, nitelikleri ve her şeyi merkeze alarak hareket etmek üzere bir mecburiyetimiz ve sorumluluğumuz var.
‘Kılıçdaroğlu’nun aldığı inisiyatifler çok kıymetli’
Bir periyodun sonuna geliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, da sürecin bu noktaya gelmesinde aldığı inisiyatifler, gördüğü görev bütün bunlar çok değerli. Kademe kademe örülmüş bir muhalefet bloğu var.
‘Ortak iradeyle gösterilecek adayların kazanacağı kanaatindeyim’
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin toplumsal dayanağına baktığınızda %35’ler civarında. Altılı masa etrafında bir ortaya gelmiş siyasi partilerin bu süreç idaresinde ortak iradeyle bir arada göstereceği adayların kazanacağı kanaatindeyim.
‘Türk demokrasisi için en büyük kırılma’
Biz bir siyasi parti ile rekabet etmiyoruz. İstanbul seçimlerinde de gördük; 6 Mayıs 2019’da seçimlerin yenilenmesi kararı Türk demokrasisi için en büyük kırılmadır.
Erdoğan’ın bugün şöyle bir ruh hali var… Vatandaşa da kızar hale geldi. Vakit zaman görüyoruz. Nankörler diye birtakım toplumsal kitleleri itham eder hale gelmiş. ‘Beni yüzde 50’ye alıştırdınız. Bugün niçin vermiyorsunuz?’ diye. Bu türlü bir hal içerisinde. Bugün bu tasaları seçim güvenliğiyle ilgili yaşıyoruz.
Bugün bir aday kıtlığı yok, aksine aday bolluğu var!
Demokrat Parti, seçime nasıl girecek?
Her siyasi partinin görevi bir sonraki seçimin hazırlığını yapmaktır. Bugün DÜZGÜN Parti de, Cumhuriyet Halk Partisi de öbür siyasi partiler de nasıl 2018’de bizim tek gayemiz Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak değil, Anayasal düzenlemeyi icap ettiren, bir sistem değişikliğini milletimize taahhüt ediyoruz.
Sayın Erdoğan yalnızca kendine oy verenlerin değil 85 milyonun Cumhurbaşkanı olabilseydi Türkiye bu türlü olmazdı.”
