Avrupa Besin Güvenliği Otoritesi (EFSA) üzere mevzunun uzmanları, günlük toplam su alımının iki litre olmasını tavsiye etse de, yeni yapılan çalışma, bunun birden fazla durumda birçok insan için çok yüksek bir ölçü olduğunu ve su alımı için “herkese uyan tek bir ölçü” siyasetinin uygulanamayacağını ortaya koydu.
23 farklı ülkeden 8-96 yaş ortası 5 bin 600’den fazla kişinin katıldığı çalışmada, bilim insanları, iştirakçilerin su ihtiyacımızla yakından bağlı olan ve bedenin toplam su alımı ve su kaybı hareketini söz eden su zaman suratını tahlil etti. Science mecmuasında yayınlanan çalışmada, iştirakçiler bilim insanlarının müşahedesini kolaylaştırmak ismine hidrojen izotopları içeren izlenebilir sudan tüketti.
Su periyot suratı bireyden şahsa nazaran değişiyor
Araştırma, sıcak ve nemli ortamlarda ve yüksek rakımlarda yaşayanların yanı sıra atletler, gebe ve emziren bayanların daha fazla suya gereksinim duyduğunu, zira bu şahıslarda su bölüm suratının daha yüksek olduğunu gösterdi.
Makalede yer alan bilgiye nazaran, su evre suratının en yüksek olduğu bireylerin ortalama 4,2 litre ile 20-35 yaş ortası erkekler olduğu gözlemlenirken, bu kıymetin yaş ilerledikçe azalarak 90’lı yaşlardaki erkeklerde günde ortalama 2,5 litreye düştüğü görüldü.
20-40 yaş ortası bayanlarda ortalama 3,3 litre olan su muhtaçlığının, 90 yaşına gelindiğinde 2,5 litreye düştüğü gözlemlendi.
Su dönem süratiyle gereksinimle muadil değil
Aberdeen Üniversitesi’nden Profesör John Speakman, su döngüsünün içme suyu muhtaçlığına eşit olmadığını paylaştı. Speakman, “20’li yaşlarındaki bir erkek günde ortalama 4,2 litre su bölüm suratına sahip olsa bile, her gün 4,2 litre su içmesi gerekmez” diyerek su gereksinimin yarısının günlük tüketilen eserlerden sağlandığını aktardı.
Londra Roehampton Üniversitesi’nden Profesör Lewis Halsey ise şunları ekledi:
“Su, insanın hayatta kalması için elzemdir ve su muhtaçlığımızı tam olarak ölçmek güç bir iş olmaya devam etmektedir. Bu araştırma iklim, yaş, fizikî aktivite, hamilelik ve besinlerden su alımı üzere faktörlerin gerçekte ne kadar su alımına muhtaçlığımız olduğunu nasıl belirleyebileceğine ışık tutuyor.”
