Bursa’da meskende çıkan yangında ömrünü yitiren 8’i çocuk 9 kişinin cenazeleri, Mihraplı Mescidi’nde öğlen namazından sonra kılınan cenaze namazının akabinde Erdoğan Köy Kent Mezarlığı’na getirildi.
‘Eve girmeyi denedim, elim yandı’
Taziyeleri kabul ettikten sonra tercüman eşliğinde gazetecilere konuşan Husseın Aljasem, “Dün gece akrabamızın taziyesindeydim. Üst kat komşumuz yangını haber verdi. Meskene girmeyi denedim, elim yandı. Şeker ve tansiyon hastasıyım. Konutta ağır duman vardı. Bildiğiniz üzere değildi. Şok geçirdim. Bayılmışım, hastaneye kaldırılmışım” dedi.
‘Sobayı kurduğum birinci gündü’
5 sene evvel, 2017 yılında Suriye’nin Halep kentinden geldiklerini söyleyen Husseın Aljasem, 2 ay evvel mesken sahibi kendilerini konuttan çıkardığı için yangının çıktığı meskene taşındıklarını belirtti. Aljasem, sobayı yangından birkaç saat evvel kurduğunu belirterek, şöyle konuştu:
Eski mesken sahibimiz ‘Oğlumu oturtacağım’ diye tehdit etti, bizi meskenden çıkardı. Hala mesken boş duruyor, kimseye vermedi. Ben o yüzden ağabeylerimden, kardeşlerimden 22 kilometre uzaklaştım. Uzaklaşmak zorunda kaldım. 2 ay evvel bu konuta taşındık. Sobayı kurduğum birinci gündü. Sobayı taktım, gittim. Daha 5-6 saat olmamıştı. Eski konutumda doğal gaz kullanıyordum, burada kömür sobası vardı. Suriye’den geldiğimden beri doğal gazlı meskenlerde oturuyordum. Ama, çıkmak zorunda kaldım. Sobalı konuta taşınma zorunda kaldım.
‘Çocuklar dokuma atölyesinde çalışıyordu’
Ailemin geçimini karton toplayarak sağlıyordum. Bir kızım ve oğlum dokuma atölyesinde çalışıyordu. Merem ve Ali, dokumacılık atölyesinde çalışıyorlardı. Onlarla geçimimizi sağlıyorduk. Gerem okula gidiyordu. Ne mesken kaldı ne çocuklar kaldı. Hiç kimsem kalmadı. Giden gitti, bir ben kaldım. Nasıl olayım? Elhamdülillah, Allah’ın buyruğudur.
Ölen çocuklar da atölyede çalışacaktı
Yangında 2 oğlunu kaybeden 5 çocuk babası Amir El Cesim ise “Taziyeye gitmiştik. Geldik, olan olmuştu artık. En büyük oğullarımı o gece çalışmaları için Hüseyin abimin yanına bırakmıştım. Vefat eden çocuklarım Ahmet ve Ali atölyede çalışacaklardı. Merem ve Ali’nin çalıştığı dokumacılık atölyesinde işe başlayacaklardı. Meskenimiz uzak olduğu için ağabeyime gelmişlerdi. Geldikleri gün olay oldu. Ben konut arıyordum, konut bulamadığımdan ötürü orada kalacaklardı. Mesken kahrı var şu an. Ben 2015’te Suriye’den geldim. 2 kız, 1 erkek, 3 çocuğum daha var. En küçük 1 yaşında, başkaları 8 ve 9 yaşında. Kısmet, nasip, Allah’a havale ettik. Eşim biraz daha uygun lakin işte çocuk kaybı” diye konuştu.
