ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. Tabirinin alınmasının akabinde hür bırakıldı. Bundan iki gün sonra, “Tutanaklarda eksiklik olduğu” gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. 23 Haziran 2010’da tekrar söze çağrılan Can birebir gün intihar etti. İntiharının akabinde annesi Hatice Can, oğlunun pantolonunun art cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına ait tabirlerin yazılı olduğu bir not buldu.
Anne Hatice Can 2014 yılında intihar etti. Baba Mevlüt Can ise sıhhat problemlerinden ötürü 2019 yılında hayatını kaybetti.
Onur Yaser Can’ın intiharı sonrası dört polis ve bir uzman hakkında başlatılan yargılamanın birinci duruşması 30 Eylül’de görülmüştü. İkinci duruşma ise 2 Aralık’ta gerçekleşecek.
Onur Yaser Can’ın kız kardeşi Ezgi Sevgi Can duruşma evvel Halk TV’de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah’ın konuğu oldu. Ezgi Sevgi Can, “Bu mevzuyla ilgili en başta abimin hassas bir arkadaşının ‘Yaz başına gelenleri’ demesiyle yazıyor Yaser başına gelenleri. Aslında bir intihar notu değil. Yardım daveti olarak yazıyor orada çırılçıplak soyulduğunu, duvara dönük bir formda bekletildiğini, öksürtüldüğünü yazmış. Biz hiçbir mahkemeye bunu anlatamadık” dedi.
Ezgi Sevgi Can şunları anlattı:
12 yıllık gayretimizde azap ilgili hata duyurularımız dikkate alınmadı, takipsizlik kararları verildi. Yalnızca 2 polis memuru evrakta sahtecilikten ceza aldılar. O karar Yargıtay’da hala onanmasını bekliyoruz. Abimin sözlerinin değiştirildiğini tespit ettik.
Yeni süreçte ise bu iki polisin amiri pozisyonundaki sanık Hakan Aydın ve altındaki öteki polisler, Yaser’in asıl yakalaması, sorgulamasını, azabını yapan polislere tekrar evrakta sahtecilikten bir dava açıldı.
Hayata bu kadar bağlı, sevinçli, coşkulu, mesleği var, toplumsal alakaları kuvvetleri birisini siz ne yaptınız da 20 günde hayattan vazgeçecek duruma getirdiniz? Biz bunun hesabını 12 yıldır sormaya çalışıyoruz. Adaletin bu kadar geciktirilmesi de bir siyaset. Geri kalanı çaresiz bırakan bir siyaset ve bunun için maaş alan beşerler var.
Cuma günü görülecek dava resmi evrakta sahtecilikten görülecek dava. Bizim talebimiz bunun bir azap davası olduğunun artık anlaşılması ve kabahat vasfının genişletilmesi.
Sanık Hakan Aydın, FETÖ üyeliğinden 6 yıl ceza aldı. Vaktinde narkotiğin imamı olduğunu biliyoruz. Şu anda ihraç edilmiş durumda. Altındaki öbür polislerde öteki kentlere sürüldüler ama hala vazifelerine devam ediyorlar. Bizim hedefimiz bu yalnızca evrakta sahtecilik değil, bir azap, bir aileyi yok eden bir dava.
